melike karakartalın hürriyet gazetesindeki yazısıdır.
düşünsenize stepford wives filmindeki gibi, ya da canımız bihter’imiz gibi, 
her sabah saçımız yeni maşalanmış, “makyajlı ama makyajsız görünen” bir 
porselenlikte, adeta bir prenses gibi kalkıyor ve saten sabahlığımızı 
üzerimize alıyoruz. uçuşarak odada geziniyor ve uzun kirpiklerimizi 
kırpıştırıyoruz. nefesimiz bahar çiçekleri gibi kokmakta... 
o bihter ki sabahları gözlerinde çapak olmaz, yüzünü yıkamaz... o bihter ki 
suratı yastığın şeklini almaz... o bihter ki saçları sabah bile yoluk yoluk 
olmaz... 
zaten şu bihter bitirdi evlilikleri, yemin ediyorum. 
ben de böyle kalkmak istiyorum ama olmuyor bir türlü. uyanıyorum, ağzımın 
yerinde gözümü hissediyorum, saçımın her teli ayrı yöne bakıyor, yastık 
yüzüme patates baskı yapmış... maalesef gerçekler böyle. 
can tanrıyar, petek dinçöz ile biten evliliğiyle ilgili “birbirimize 
dokunmakta zorlanıyorduk. petek evde sahnedeki gibi alımlı ve bakımlı 
değildi. makyaj yapmazdı, pijamayla ve terliklerle dolaşırdı” demiş ya. 
sonra üstüne petek dinçöz “kostüm giyip bekleyecek miydim? pirinci gece 
kıyafetiyle ayıklayan bir kadın gördünüz mü?” yanıtını vermiş ya. (aferin) 
“bir evlilikte erkek beklentisi” konusunu can tanrıyar bu olayla nefis 
özetlemiştir. 
hikâye hep aynı, erkekler sürekli “seksi kadın isterük” hezeyanları içinde, 
kadınlar ise buna çare peşinde. çare aranmasa, ilişki noktalansa bile hep 
kabahat peluş terlikle gezen kadında kalıyor. donla gezen erkekte değil. 
döngü bu yani. 
kadın evlilikten sonra kendini dilediğince salmalıdır diyor değilim lakin 
“her daim sahnedeki petek” yaklaşımı, gerçek hayatta aşırı doza kaçıyor. 
kaçıyor da, her erkeğin “sahnedeki petek”ini istemesi hakikati, hiç 
değişmiyor. 
ha, öte yandan, erkeklerde, beğendikleri, aşık oldukları kadınların insani 
özellikleri olmadığı gibi bir kanı var nedense. 
şimdi, sevgili erkekler, biliyorum kabul etmeyeceksiniz fakat miranda kerr 
ya da ne bileyim, gisele bündchen filan da kaka yapıyor. bacaklarında 
tüyler çıkıyor. sabahları maymun gibi kalkıyor üstelik geceleri de 
horluyor. gisele’in kocası “gisele hiç podyumdaki gibi değil, bir kere bile 
kanat taktığını görmedim” filan diyor mudur? ya da dita von teese’in erkek 
arkadaşı, dita evde sürekli eşofmanla geziyor diye bozuluyor mudur? acaba 
dita’ya yaklaşan erkekler “7/24 jartiyer, kırmızı ruj, aralık dudaklar ve 
şampanya kadehi içinde dans” beklentisi içinde midir? 
kardeş, bunun kışı var soğuğu var, hastalığı var... şubat ayında saten 
gecelikle sen yat yatabiliyorsan. ayrıca her gün mutfakta pür makyaj, 
topuklu ayakkabı ve seksi elbiseyle yemek yapan bir kadın bulursan haber 
ver. röportaj yapacağım kendisiyle. 
melike karakartal - hürriyet gazetesi
                    seksi kadın isterük
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?
